Öğretmen Ağı Araçları
Öğretmen Ağı Araçları
Öğretmen Ağı, öğretmenlerle birlikte, öğretmenlerin ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilmiş etkileşim araçları sunar. Bu araçlar, Konuşmalar, Atölyeler, Programlar ve Buluşmalar’dan oluşur.
Öğretmen Ağı, öğretmenlerle birlikte, öğretmenlerin ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilmiş etkileşim araçları sunar. Bu araçlar, Konuşmalar, Atölyeler, Programlar ve Buluşmalar’dan oluşur.
Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır.
Zorlu, belirsizliklerle dolu, kendimizin ve yakınlarımızın sağlığından endişe ettiğimiz bir dönemde veliler bir gecede sınıfın bir parçası haline geldiler. Zaman zaman, bir nevi öğretmen rolü üstlendiler. Bu dönemde Öğretmen Ağı Değişim Elçilerinin yoğunlaştığı bir konu da velilerin rolü ve çocuklarla iletişimi oldu. Peki, çocukların, öğretmenlerin ve velilerinin iletişiminin ve tanışıklığının her zamankinden daha farklı, daha güçlü olmasını gerektiren bu dönemde veli ve çocuk tanışıklığını nasıl yeniden keşfederiz?
İşbu aydınlatma metni 24.03.2016 tarihli ve 6698 sayılı “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” (KVKK)’nun 10.maddesi gereğince hazırlanmıştır.
Kapsayıcı eğitim, “her öğrenci önemlidir ve eşit derecede önemlidir” ilkesine dayanarak herkesin hak ve hizmetlerden eşit yararlanabilmesini odağa alır ve tüm çocukların yararınadır. COVID-19 salgını ise kapsayıcı eğitimin sağlanması için katetmemiz gereken mesafeyi uzattı. Öğrenciler, uzaktan eğitimle birlikte eğitim yaşantımıza hızla giren pek çok değişkeni anlamaya ve farklı yöntemlere adapte olmaya çalıştılar. Diğer yandan, salgın öncesinde okullar arasındaki imkân ve öğrenme farklılıklarının yerini evler arasındaki imkân ve öğrenme farklılıkları aldı.
Öğretmenlerin “Ne yaptım?”, “Neden böyle yaptım?”, “Daha iyi nasıl yapabilirim?” sorularını kendilerine sorması, gündelik pratiklerini anlamlandırmalarına ve pratiklerini teoriyle harmanlamalarına yardımcı oluyor.
Öğretmenler, eğitim pratiklerine ilişkin çokça bilgi ve deneyime sahip. Ancak bu bilgi ve deneyimin anlamlandırılması ve kapsayıcı eğitim bağlamında uygulamaya konulması için metodolojik olarak güçlenme ihtiyacı bulunuyor. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak “Kendini Sorgulayan Öğretmen” isimli iki bölümlük çevrimiçi panel serisi başlıyor.
Eğitime erişim, bir yılı aşkın süredir eğitim gündemini meşgul eden önemli başlıklardan biri. Koronavirüs salgını nedeniyle eğitimin uzaktan devam etmesi, dijital teknolojilere ulaşamayan çocukların eğitimden uzaklaşmasına ve öğrenme kayıplarının yaşanmasına sebep oldu. Dijital uçurum makasının açılması, hızla dijitale dönen dünyada eleştirel dijital okuryazarlık becerilerinin önemini yeniden hatırlattı. Her çocuğun nitelikli eğitime erişimi için öğretmenlerin sahip olduğu kilit rolün dönüştürücü potansiyeli yüksek.
“Zorlandık, çok zorlandığımız zamanlar oldu. En çok zorlayan da, günlük tutmak oldu sanırım. Bir araya geldiğimiz oturumlarda ortak noktamız buydu. Çünkü bir tür yüzleşmeydi her günün sonunda o iki soruya cevap vermek:
‘Bugün kapsayıcı eğitime dair okulda neler yaptınız?’
‘Kendinize dair ne/neler fark ettiniz? Hangi olay veya durum bunu fark etmenizi sağladı?’
Ben, her günün sonunda bu soruları yanıtlarken aydım (umarım aymışımdır). Zannettiğim kadar kapsayıcı olmadığımı fark ettim mesela.”
“Pandemi süreci, endüstri devriminde inşa edilen okul ekosistemleri ve eğitim modellerinin bugünün ihtiyaçlarına yanıt vermekte zorlandığını görmemizi sağladı. Bağlantılar serisinde yapmaya gayret ettiğimiz şey ise, yeni dünyanın eğitimini hayal etmeye çalışmak ve bunu yaparken eğitimi ve aktörlerini yeniden düşünmek ve yeniden tanımlamak oldu.”
-Levent Öcal, Öğretmen Ağı Strateji ve İşbirlikleri Koordinatörü
Salgından pek çok ülke, şehir, ev, aile etkilendi. Ancak bu süreçten en çok etkilenenlerin çocuklar olduğunu söylemek mümkün. Çocuklar önce uzaktan eğitimle tanıştılar, ardından yaşamlarında büyük yer tutan okullarından; doğayı, kendilerini keşfettikleri bahçelerden; özgürce oyun oynayabildikleri parklardan mahrum kaldılar. Çocuk olmayı zor şartlarda sürdürürken bir yandan büyümeyi de sınırlı seçeneklerle deneyimlemek zorunda kaldılar. Böylesi zorlu koşullara uyum süreci ardından çocuklardan, çocuk olmaktan öğreneceğimiz çok şey var.