Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’nün (UNHCR) 2021 yılı verilerine göre, zorla yerinden edilmiş bireylerin sayısı günümüzde 84 milyonu geçiyor. Türkiye’de ise, mülteci ve sığınmacı çocukların bir milyondan fazlasının okul çağında olduğu biliniyor. Son yıllarda gündemimize giren “kapsayıcı eğitim,” “kapsayıcılık,” “toplumsal uyum” gibi kavramların göç ve birlikte yaşam konusundaki arayışların sonucunda ortaya çıktığı söylenebilir.

Ancak, yaşanan afetler sonrası kapsayıcılığın farklı bir boyutu ile karşı karşıyayız. Afet sonrası yaşanan iç göç ile birlikte deprem sonrası nakil olan öğrencilerin yerleştikleri okullarda okul yaşamını ve karşılıklı uyum süreçlerini kolaylaştırmak da kapsayıcılığın bir parçası.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Merkezi (SEÇBİR) ortaklığıyla hazırlanan Depremlerin Ardından Eğitimde Kapsayıcılık: Öğretmen ve Velilerin Gözünden Nakille Gelen Öğrencilerin Deneyimleri Araştırması deprem sonrasında farklı illere nakledilen öğrencilerin eğitim deneyimini öğretmenlerin ve velilerin perspektifinden kapsayıcılık açısından görmek, bu bağlamda afetlerden sonra göç ederek farklı illere gelen öğrencilerin eğitim deneyimlerinin daha kapsayıcı hale gelmesine yönelik öneriler geliştirmeyi amaçlıyor.

Araştırmayı incelemek için tıklayın >>