Pandeminin bize öğrettiği en önemli derslerden biri, dijital okuryazarlık becerisinin okul sıralarından edinmemiz gerektiği oldu; çünkü dijital araçlar, hayatımızın pek çok başka alanında olduğu gibi artık eğitimde de vazgeçilmezimiz. Uzaktan eğitime başladığımız 2020 yılı Mart ayından bir ay sonra düzenlediğimiz ankete katılan öğretmenler, “Dijitali bir alternatif değil, eğitimin asli unsuru olarak kabul etmeliyiz.” demişlerdi.

Eleştirel dijital okuryazarlık, bilgiye erişme, bilgiyi işleme, anlamlandırma, güvenilir kaynaklara ulaşabilme, nitelikli kaynakları tespit edebilme, dijital çağda etkin olarak katılım gösterebilme, çevrimiçi güvenlik, dijital esenlik gibi kavramları tanıyabilme gibi pek çok beceriyi beraberinde getiriyor.

“Eleştirel dijital okuryazarlığa eğitimde nasıl yer açabiliriz?” sorusunu ele alarak Teyit işbirliği ve Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği desteğiyle Eğitimde Eleştirel Dijital Okuryazarlık Projesi için 9 aylık bir yolculuğa çıktık. Türkiye’nin 19 farklı ilinden ve birçok farklı branştan 39 öğretmen bir arada eğitimde eleştirel dijital okuryazarlığa yer açmak için üretti.

Eğitimde Eleştirel Dijital Okuryazarlık: Öğretmenden Öğretmene El Kitabı, eleştirel dijital okuryazarlık becerilerinin eğitim ortamlarına yansımalarını ele alıyor ve teyitçilikle bağlantısını kuruyor. Öğretmenlerle birlikte hazırlanan bu el kitabı eğitimcilerin alana dair farkındalığını ve ilgisini besleyecek bölümlerin yanı sıra öğrenme ortamlarında uygulayabilecekleri etkinlik önerilere de yer veriyor.


Teorinin pratik örneklerle desteklendiği el kitabını incelemek için tıklayın.