Submitted by cerenkarabiyik… on Fri 23/05/2025 - 16:47

Yayın Tarihi

Yaşamı İnşa Eden Öğretmen

Yazar: Ceren Karabıyık, Öğretmen Ağı Değişim Elçisi

Ne kadar güzel bir başlık değil mi? İçinde ne çok anlam barındırıyor. Belki de önce temel kavramlara şöyle bir bakmak gerekiyor bu derin anlamı daha iyi kavrayabilmek için. Yaşam TDK’ye göre, doğumdan ölüme değin geçen süre; inşa etmek: kurmak, yapmak; öğretmen: mesleği bilgi öğretmek olan kimse… Peki, sözlüklere göre mesleği sadece bilgi öğretmekle sınırlandırılmış bir kişi nasıl olabilir de doğumdan ölüme dek yeniden yeniden bir şeyleri kurabilir? Bu mümkün müdür? Veya farklı bir açıdan bakalım, bu sorumluluğu bir mesleğe yüklemek ne derece doğrudur? Bu mesele uzun bir tartışma konusu haline getirilip belki başka bir zaman ele alınabilir. Bugün, sözlükler ve literatürden biraz bağımsız gerçek hayat örneklerinden yaşamı inşa eden öğretmenleri ele alacağız. Sahi,i sizler bu zamana kadar kaç yaşam inşa ettiniz?

Bu konu hakkında okuma yaparken karşılaştığım manzara tahminlerimden çok da farklı değildi. Ülkemizde özellikle afet durumlarında ve zorlu yaşam olaylarında öğretmenlerin “yaşamı inşasına” değinilmiş, bunlar da sanki fedakârlık gibi ele alınmış. Halbuki bir öğretmen, okulun kapısından içeri girdiği anda, her gün yüzlerce yaşam inşa etmeye başlıyor. Bir oya gibi ilmek ilmek işliyor her öğrencisini. Bireyleri yetiştirerek toplumun ve yaşamın inşasına destek oluyor. Zorlu yaşam olaylarıyla da karşılaşılınca haliyle harekete geçenler ilk önce öğretmenler oluyor. Çünkü bizler, her gün yaşam inşa etmeye öyle alışkınız ki, işler yolunda gitmediği zamanlarda elimizden ne gelirse -hatta genellikle hep daha fazlasını yapmaya gayret ediyoruz. Bunu da birileri bizleri görsün, takdir etsin, alkışlasın diye değil sahiden yaşamın inşasında yer aldığımızın farkında olduğumuz için yapıyoruz. 

Tabi ki kendimizi her zaman böyle hissedemiyor olabiliriz. “Yaşamı inşa etme”nin başlangıçta söylediğim gibi çok büyük bir ağırlığı var ve bu ağırlığı taşımak bize olumsuz duygular yüklüyor da olabilir. Hiç endişelenmeyin, birçoğumuz aynı duyguyu paylaşıyoruz zaman zaman. Yaşamı inşa etmek için zorlu olaylarda yardıma koşmak kadar kendini geliştirmek de var, her gün öğrenmeye niyet etmek, öğrencilere tebessüm etmek, belki bir taşı yoldan kaldırmak da var. Bizlere dayatılanlara seyirci kalmamak da aslında yaşamı inşa etmenin başka türlüsü..

Ben sanırım en çok Öğretmen Ağı’nda hissediyorum yaşamı inşa ettiğimi, bir adhokratik topluluk kurarken ya da bir topluluğa dahil olurken... Duygularımı, düşüncelerimi özgürce sizlerle konuşmak, bir çalışmada üreten ve yaygınlaştıran olmak, paylaşımlarınızı desteklemek de yaşamın inşasına katkı değil mi sizce de? Ben her buluşmamızda yaşamın inşasında yer alan yüzlerce ağdaşımı görüyorum, heyecanlarını gözlerinden okuyorum.

Global öğretmen, fark yaratan öğretmen, üreten öğretmen, yılın öğretmeni olamadık diye hayıflanmayı kenara bırakalım ve her gün yaşamın inşasına katkı sunduğumuz öğrencilerimizle iş birliğimize, yol arkadaşlığımıza, bilgimizi cömertçe onlarla paylaşımımıza odaklanalım biraz da ne dersiniz? 

Bu paylaşımların ardından şimdi tekrar soruyorum bu satırları okuyan herkese, sizler bu zamana kadar kaç yaşam inşa ettiniz ve inşa etmeye niyet ettiniz? 

Yazmam konusunda beni cesaretlendiren Öğretmen Ağı Kolaylaştırıcı Ekip’ten Berfin ve Dağlar’a şükranla…