Çar, 11/22/2023 - 14:01 tarihinde halukgoksel tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Neden Yaratıcı Özgüven Festivali?

Yazarlar: Çiğdem Tongal ve B. Betül Çiçek

Yaratıcılık ve yaratıcı düşünme becerilerinin öneminin gün geçtikçe arttığı aşikar. Öyle ki, artık eğitimde yaratıcı problem çözme, eleştirel düşünme, iletişim gibi beceriler birçok paydaş gözünde bir önceliğe sahip. Eğitim ve yaratıcılık konusunda dünyadaki sayılı kanaat önderlerinden biri olan, eğitimci ve yazar Sir Ken Robinson’ın de belirttiği gibi “Eğitimde yaratıcılık, okuryazar olmak kadar önemli.”(1).

Bu önem uluslararası eğitim ekosisteminde de karşılık görüyor. 21 yıl önce OECD yaratıcılığı bilgi toplumunun temel değeri olarak konumlandırdı(2). O günden bu yana eğitimde yaratıcılığı güçlendirmek adına dünya çapında çok sayıda model geliştirildi ve bu modellerin yaygınlaşması için çalışmalar yapıldı. Bu kapsamda öğrencilerin yaratıcı becerilerinin gelişmesi ve yaratıcı potansiyellerinin açığa çıkarılma ya da engellenmesi yönünde öğretmenler kritik rol oynuyor.

Ancak eğitimin en kilit aktörleri olan öğretmenlerin yaratıcılık becerilerini destekleyen ortamlar yok denecek kadar az.

Gallup’un 2019 yılında yayınladığı “Öğrenmede Yaratıcılık” raporuna göre, öğrenciler yaratıcılıklarını tetikleyecek ve besleyecek alanlar oluşturan öğretmenlerle birlikte olduklarında, bilişsel gelişimleri ve özgüvenleri daha yüksek bir oranda artıyor(3).

Öğretmenlerin yaratıcı uygulamalara dönük çalışmalarındaki öğrenciye katkısı, eğitim paydaşları nezdinde de karşılık buluyor. Gallup çalışması kapsamında öğretmenlerin ve velilerin %77’si eğitimde yaratıcı yöntemlerin uygulanmasının öğrencilere faydasının yüksek olduğunu, öğretmenlerin %75’i ise sınıf ortamında yaratıcı öğrenme ortamları oluşturmanın öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirdiğini ifade ediyor.

Buna rağmen yapılan araştırmalar öğretmenlerin yaratıcılıklarını desteklemek adına eğitim alanında hala kat edilecek uzun bir yol olduğunu gösteriyor. Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi tarafından Türkiye’nin de içinde olduğu 32 ülkede 12.893 öğretmenle yapılan anket çalışmasında öğretmenlerin %56’sı yaratıcılık becerisine dair mesleki eğitim almadığını söylerken %90’ı yaratıcı becerilerini geliştirmek istediğini belirtiyor. Çalışmaya katılan öğretmenlerin %98’inin yaratıcılığın her alanda uygulanabileceğini belirtmeleri öğretmenlerin bu konudaki farkındalıklarının çok yüksek olduğuna, ancak yeterli destekleyici mekanizma ve ortamların azlığına işaret ediyor(4).

Öğretmenlik mesleği toplum nezdinde ne yazık ki yaratıcı meslekler arasında anılmasa da öğretmenlerin yaratıcı olduklarına dair inançlarını güçlendirmenin, bir başka deyişle onların yaratıcı özgüvenlerini beslemenin dönüştürücü etkisi çok güçlü.

Öğretmen Ağı Yaratıcı Problem Çözüme (YPÇ) Programı’ndaki deneyimimiz, doğru araçlar ve karşılıklı öğrenme için bir alan sunulan öğretmenlerin yaratıcı özgüvenindeki dönüşümünün ne denli güçlü olduğunu bizlere gösteriyor. Program boyunca gerçekleştirdiğimiz Değer Odaklı İzleme Değerlendirme sürecinin çıktıları yaratıcı düşünme becerileri güçlenen öğretmenlerin bir problemlerle karşılaştıklarında daha az endişe ettikleri ve sistem dönüşmese de bir değişim yaratabileceklerine dair olan inançlarının arttığını söylüyor(5).


%90 “Karşılaştığım problemler çözebileceğime olan inancım arttı.”
%87 “Bir değişim yaratabileceğime olan inancım arttı.”
%100 “Bir öğrencinin hayatında anlamlı bir dönüşüm yaratabileceğime olan motivasyonum arttı.”
-YPÇ Programı Katılımcıları


Öğretmenlerin yaratıcı özgüvenlerini desteklemenin önemini biliyor ve bu deneyimden aldığımız güçle Öğretmen Ağı ile birlikte Yaratıcı Özgüven Festivali’nde (YÖF) buluşuyoruz.

Yaratıcı Özgüven Festivali* de öğretmenlerden aldığımız cesaretle doğdu. Bu festivalde öğretmenlerin yaşadığı bu dönüşümü görünür kılmak, birlikte yaratıcı özgüveni kutlamak ve öğretmenlik mesleğinin de yaratıcı bir meslek olduğunu tüm paydaşlarla paylaşmak istedik.

*Yaratıcı Özgüven Festivali, içindeki #Yaratıcılığınaİnan’an öğretmenler ve tüm mesleklerden yaratıcı kişileri bir araya getiren bir paylaşım ve kutlama alanıdır.

Peki nedir Yaratıcı Özgüven?

Yaratıcı özgüven, temelde bireyin bir değişim yaratabileceğine olan inancıdır(6). Bu özgüvenle hareket eden birey kendi gücünün farkında, yaratıcı olduğunun bilincinde ve değişim için hata yapmaktan korkmadan harekete geçmeye hazırdır. Yaygın kanının aksine yaratıcılık, mesleklerimizden bağımsız şekilde hepimizde var olan bir beceridir. Yaratıcı özgüven, herhangi bir şeye farklı bir şekilde yaklaşabilmemizi belki sürekli karşılaştığımız bir soruna daha önce hiç düşünülmemiş bir çözüm getirebilmemizi ve her şeyden önemlisi bunu yaparken keyif alabilmemizi sağlıyor. Oluşmuş tüm kalıplara, önyargılara, “Ne bu özgüven?” diyenlere karşı kulak asmadan harekete geçmeyi, değişimde ısrarcı olmayı ve cüret etmeyi gerektiriyor. Biliyoruz ki bizden sığmamız beklenen kalıpların içinde var olamıyor, bu kalıpları sürdüremiyoruz.

“Kalıpların hepsi mi kötü, niye kırıyoruz? Çünkü o kalıbın içinde var olamıyorsun. Dışardan balyozla kırmıyorsun, içindesin ve var olamadığın için kırıyorsun. Kendimi sığdırmak sürdürülebilir değil. Sığışmak için kendimizi küçültmemeliyiz.”
- Ece Temelkuran, Yaratıcı Özgüven Festivali 2021

Kalıplarımızı kırdığımızda, yaratıcılığımızı özgür bıraktığımızda, sistemsel dönüşüm olmadan da değişim yaratmamız mümkün.

Günlük yaşamımızda sürekli kalıplar üreten, karmaşık, çok paydaşlı sistemlerle karşı karşıyayız. Ancak sistemsel değişimlerin gerçekleşmesi zor ve uzun vadeli bir süreç. Yaratıcı özgüven sistem dönüşümünü beklemeden de yapabileceklerimizin gücünü bize hatırlatarak, öznesi olduğumuz problemlerle baş edebilmemizi sağlıyor. Eğitim sisteminin kilit aktörleri olan öğretmenlerin sisteme dair alınan kararlarda söz sahipliği çok sınırlı olsa da, öğretmenlerin kendilerini ilgilendiren konularda kendilerinin değişimin bir parçası, hatta başlatıcısı olması için yaratıcı özgüvenlerinin gücüne inanıyoruz.

Bu yaklaşımla, Öğretmen Ağı, bu yıl 13–14 Mayıs 2022 tarihlerinde Öğretmen Ağı Youtube kanalında dijital, 15 Mayıs 2022 Pazar günü ise İstanbul’daki Zorlu PSM Sky Lounge’da yüz yüze olarak gerçekleştirilecek Yaratıcı Özgüven Festivali’nde; cüret edenleri bir araya getirmeyi, karşılaştığımız kalıpları kırmayı hedefliyor. Siz de kalıplarla karşılaştığında yılmıyor, cüret etme gücünüze inanıyorsanız, birlikte #NeBuÖzgüven demek için aramıza katılın.

Festival ile ilgili ayrıntılı bilgi almak, Festival sürprizlerinden haberdar olmak için e-bültenlere abone olmak ve Festival’in 15 Mayıs 2022 Pazar günü İstanbul’daki Zorlu PSM Sky Lounge’da yüz yüze olarak gerçekleşecek ayağına katılmak için yerinizi ayırtmak isterseniz www.yaraticiozguvenfestivali.org adresini ziyaret edebilirsiniz.


Referanslar

(1) Sir Ken Robinson (2016). Do Schools Kill Creativity? Ted Talk https://www.youtube.com/watch?v=iG9CE55wbtY
(2) PISA (2021). Creative Thinking Framework. OECD.
(3) Gallup (2019). Creativity in Learning.
(4) Romina Cachia & Anusca Ferrari (2010). Creativity in Schools: A Survey of Teachers in Europe. Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi.
(5) Yaratıcı Problem Çözme Programı (2021). Değer Odaklı İzleme Değerlendirme Özet Raporu. Öğretmen Ağı
(6) David M. Kelley (2013). Creative Confidence: How to Unleash The Potential Within Us All.


Çiğdem Tongal Hakkında

Çiğdem HMD’de Etki İzleme ve Değerlendirme Çalışmaları yürütüyor ve HMD çalışmalarının hikayelerini kaleme alıyor. Bu kapsamda 2020–2021 yıllarında Öğretmen Ağı Yaratıcı Problem Çözme Program Değer Odaklı Etki İzleme ve Değerlendirme çalışmasını yürüttü. Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji eğitiminin ardından 2009–2018 yılları arasında Sabancı Üniversitesi’nde sivil toplum, eğitim ve kamu politikaları alanında çeşitli araştırma ve uygulama projelerinde yer aldı. “Sosyal Fayda İletişimi: Türkiye’de Sosyal Girişimcilerin Tuhaf Hikayesi” başlıklı sosyal girişimcilik ve sosyal fayda iletişimi üzerine yüksek lisans tez çalışması da bulunan Çiğdem, Ağırlama Sanatı (Art of Hosting) yaklaşımı altında kolaylaştırıcılık çalışmaları da yürütüyor.

B. Betül Çiçek hakkında

2018 yılında HMD’ye stratejist olarak katılan Betül, insan odaklı dönüşümü tetikleyecek strateji ve deneyimler tasarlıyor. Bu kapsamda, Yaratıcı Problem Çözme Programı’na ek olarak Öğretmen Ağı ile gerçekleştirilen tüm ortak çalışmaları yürütüyor. Betül, 2014 girişli olduğu İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Bölümü mezunu ve Columbia Üniversitesi tarafından İstanbul’da kurulan Studio-X’te İKSV 2016 İstanbul Bienali’nde aktif rol aldı. Betül, aynı zamanda “Istanbul&I” derneğinin 2017 yılından bu yana aktif gönüllüsü.


Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.